top of page

Kundalini ve Çakralar

Kundalini fiziksel bir kuvvet değildir, aynı zamanda sıradan akıl ya da ego tarafından kontrol edilebilecek bir şey değildir. Kundalini farkmdalığm ya da dikkatin konsantre edilmiş enerjisidir. Kişinin sadece tek noktaya odaklı bir aklı varsa, kundalini uyumlu bir halde faaliyet göstermeye başlar. Kundalini şuurdan ayrı bir enerji değildir; akıl, egoya dayalı düşünce ve duygu parçalanmasından kurtulduğunda, tezahür eden farkmdalığm enerjisidir.

Kundalinin uyanışı prana ya da yaşam gücünün suşumna ya da merkezi kanala girişini gerektirir. Bu, prana dışsal dünyaya olan düşkrmlüğünden geri çekildiğinde ve duyusal iştiraki ortadan kaldırıldığında gerçekleşir. Yaşam enerjimiz fiziksel bedenle ve onun faaliyetleri ile özdeşleştiği sürece, bu yaşam gücü merkezi kanala gelemez. Bu nedenle kundalini uyanışı sıradan şuurun terk edildiği samadhi halini içerir.



Uyanmış prana veya kundalini enerjisini geliştirmek kişinin şifacı olarak becerisini ve gücünü fazlasıyla artınr. Kundalini, İlahi Annenin şifa gücünün ta kendisidir, bizi kozmik yaşamla, sevgiyle ve onun iyileştirici gücüyle bağlar. Bu türde bir şifacı sadece dokunuşuyla, sesiyle ya da varlığıyla iyileştirebilir. Bu nedenle, bu süptil pranik kuvveti manipüle etmeye çalışmama, aksine ilahinin bizim için onu bize yönlendirmesine müsaade etme konusunda dikkatli olmalıyız. Pranik şifa kuvvetini kullanmada kendimize kişisel olarak değil de, İlahi Anneye meditasyon yapmak en iyisidir. Güç her zaman ego için cezp edicidir ve kundalini belki de en yüce güç olduğu için, ego bunu yakalamayı dileyebilir. Ama bu şimşeği yakalamayı istemek gibidir. Kişi sadece kendini yıldırıma tutulmuş bulabilir.


Çakraların Kozmik Yönleri

Açılmış çakralar kendi element ve yetileriyle ilgili kozmik fonksiyonlara erişimi mümkün kılar; evrenin (elementlerin) nesnel oluşumlarının, evrenin öznel oluşumları olan bilişsel araçların (duyu organları) ve fiil araçlarının (fiil organlan) birliği bilgisini verir. Çakralar açıldığında, bu faktörlerin kozmik doğasını kendi daha derin farkmdalığımızın bir parçası olarak deneyimleriz. Yaradılışın sırlarını öğreniriz ve evreni kendi aklımızla birleştiririz.


Süptil enerjilerimizi ve yetilerini uyandırdıkça, üçüncü göz bölgemizde daha süptil olan sesler, ışıklar ya da tanrılara dair vizyonlar deneyimleyebiliriz. Ama bu tür deneyimler özellikle bir çakra açılmadan da gerçekleşebilir. Süptil merkezlerin faaliyet göstermesi için, kaba veya fiziksel merkezler bir dinleme veya denge haline getirilmelidir. Bu nedenle yoga uygulamaları bedende, nefeste, duyularda ve akılda sabitlik geliştirir; özellikle de pratyahara, çakralarla çalışmanın temelini oluşturur.


Kundalini bir geri çekilme kuvvetidir, yaradılışın sürecini tersine çevirmeyi, böylece Bir Olana geri dönmemizi sağlar. Bu nedenle dışsal meşguliyetlerimiz ve bağımlılıklarımız azaltılmadığı sürece, faaliyet gösteremez.


🌀 Toprak çakrasının uygun bir şekilde gelişmesi toprak elementine bağımlı olmamayı gerektirir. Kişi dışsal olarak maddeyi biriktirme özlemi çekmez, bunun yerine içsel olarak algılamanın bir biçimi olduğunu görüp bunu takdir etmeyi öğrenir. Kişi toprak elementine ait renklerin, dokuların ve gölgelerin zevkini çıkarmayı öğrenir, ama bunu sahip olma ya da onlara tutunma arzusuyla değil, akıldaki ihtişamlı dağların bir seyri olarak yapar.


🌀 Su çakrasını uygun bir şekilde açmak, artmış bir cinsel dürtüye sahip olmaktan ya da büyük bir cinsel iktidar sahibi olmaktan farklıdır. Fiziksel cinsel organın uyur duruma geçmesini ve cinsel dürtülerin farkındalık kuvvetine doğru süblime edilmesini gerektirir. Kişi, su elementinin akışından ve tadından, sevindirici bir hareket olarak, kozmik bir denizdeki algılamanın dalgalarını sürmek gibi zevk almayı öğrenir.


🌀 Ateş çakrasını uygun bir şekilde açmak, kişinin bireysel iradesini ve kararlılığını artırmayı içermez. Kozmik ateş enerjisini (tejas) uyandırmayı ve onun ileriye doğru parlamasını içerir. Kişinin kendisi ateşe dönüşmeli ve bedenle akılda bulunan tüm tortuları yakmalıdır. Bu tıpkı her bir yuga döngüsü sonunda tüm evreni yok eden ateşi deneyimlemek gibidir, aynı şekilde tüm kişisel güdülerimiz de bu ateşte yok edilir.


🌀Kalp ya da hava çakrasını açmak, artmış, korunmaya muhtaç veya açık bir duygusal halde olmaktan farklıdır. Kalp çakrayı uyandırmak için, kişisel duyguların ötesine geçmeli ve tüm duygusal değişimlerin ardındaki kozmik sevgi enerjisini anlamalıyız. Bu, şefkat ve adanmanın evrensel hisleriyle

evrensel yaşam gücüne açılmamızı gerektirir. Bu, kendisi sevginin ta kendisine dönüşen saf adanmanın bir deneyimidir.


🌀 Gırtlak ya da eter çakrasını açmak, artırılmış bir konuşma veya ifade gücü meselesi değildir, kozmik boşluğun enginliğinde sessiz kalabilmekdir, burada kişisel sesimiz ilahi Söz içinde kaybolur. Ebedi bilgi olarak ikamet eden sesin özü olan kozmik eterle bir hale gelmektir.


🌀 Üçüncü gözü açmak, bedene veya hatta duyulara gereksinim duymadan, saf bir anlayış olarak yaşamayı öğrenmektir. Taç çakrasımn açılımı kişinin gerçekleştiğinde ayrı benliğinin ortadan kaybolduğu, saf Varoluşun sonsuz, ebedi doğası ile birleşmesi anlamına gelir.


Süptil bedenin ardındaki şuurun uyanışı, tıpkı yazın ortasında kalın ve ağır bir kabanın gerekli olmaması gibi, kaba bedenin ve bedene ait fonksiyonların gitmesini içerir. Bedene bağımlı olanlar için bu söylediğim korkutucu olabilir, ama yaşamı sınırlı haliyle algılamayanlar için anlattıklanm neşe vericidir.



Dr. Vedaçarya David Frawley Yoga ve Ayurveda – Kendine Şifa ve Kendini Bilme

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
  • TikTok
  • Instagram
  • Twitter
  • Spotify
  • Apple Music
bottom of page