Tanrı ve insan

Yaşamın genel gidişatı ya yukarıya ya da aşağı gider, ne de olsa insanın belirli sınırlar içinde özgür iradesi vardır ve bu sınırlar oldukça fazla genişleme payına sahiptir. Tanrı veya İlahi Güçler gerçekten İnsanın genel yapısı, menşei ve kaderini belirli bir plan içinde tasarlamışlardır ve felsefi açıdan insanı ister Üçlü, Yedili veya Onlu bir varlık olarak düşünsek de, sonuçta Özgür İrade ile kişisel sorumluluk geldiğini anımsamakta hayati önem vardır ve her düşünce ve davranışımızla günden güne ve saatten saate kendi geleceğimizi yazıyoruz ve kader birikimimiz ne ilahi müdahale ile gerçekleşebilir, ne duygusal tövbelerle değişebilir, ne de başkaların çileleri yerini alabilir. Bu tür insan, Yaşam Elohim'inden, Yüksek Yedili Güçten tecelli ettiği ve yapısı Hayati Ateş Vericisi olarak Güneşe, Astral Kalıp için Aya ve Maddi beden için Dünyaya ilişkilendirilen elemental bir form olarak düşünülebilir; Gezegenler ve Yıldızlar bizim şeklimizi, boy, endam ve eğilimlerini etkileyebilir,ama Aklının kaderini Düşüncelerimiz belirleyecektir. Bir tür Yaratık olarak İnsan için bunlar geçerlidir.Birey olarak İnsan saatten saate kendini yaratmaktadır.

Bir yaşam başka bir yaşamı yaratır.

Son bir Cennet, son bir huzur, Tanrıya geri dönüş olabilir, ama bu şu anda geçerli değildir.

Zirveye ayak basmadan Dünyadan Cennete çıkan merdiveni tırmanmalıdır. Bazı egolar hızlı ilerleyebilir, bazıları da yavaş, kendini zorlamak başarının ölçüsüdür.

kaynak: hermetics/ G. H. Frater